Galatasaray, Rizespor ile 0-0 berabere kalarak, Ziraat Türkiye Kupasının ilk finalisti oldu.

Zaten beklenen sonuç buydu.

Sanki antreman maçı havasında geçen maçta her iki takımda gol pozisyonlarını cömertçe harcadı.

Sinan Gümüş'ün dönüşü gayet iyiydi.Galatasaray'ın geleceği Sinan Gümüş gibi futbolculardır.

Bu haftaya damga vuran Yasin'in, Podolskiye vermediği pasın tartışmasına, en son Selçuk İnan katıldı.

Podolski'nin maç içerisinde gösterdiği tepki ile, ''Yasin'i taraftaların ve medyanın önüne attığını'' söyledi.

Bu açıklama; inanmak istemediğimiz yerliler ve yabancılar ayrımı problemini, ispat eden bir açıklama oldu.

Galatasaray tarihindeki kaptanlarının demeçlerine ve davranışlarına bakın, kaptan Selçuk'un demeci gibi bir açıklamaya rastlayamazsınız.

Kaptan bütünleştirici, birleştirici, uzlaştırıcı olmalıdır.

TFF'nin yabancı yasağı kuralı nedeniyle aldıkları yüksek kontratları haketmeyen Selçuk, aslında yabancı oyunculara "Neden takıma geldiniz, yasak varken kral bizdik" dercesine tavır almış.

Kankası Burak Yılmaz ile Hamza hocalarını etkileyerek transferleri engelleyen, gol paslarını sadece Burak Yılmaz'a atan, her topu aldığında pas atmak için Burak Yılmaz'ı arayan Selçuk, takım arkadaşları içerisinde kaptan Sabri'yi itibarsızlaştırarak önce kaptanlığı ele geçirdi.

Daha sonra Sneijder ile bir birlerini yeme yarışına girdiler, fakat Sneijder'e diş geçiremediler.

Takımdaki yabancı oyunculara tavır alarak, takımda yerli yabancı ayırımını başlattılar.

Galatasaray'ın bu seneki dağınık görüntüsünün en büyük sebebi, Başkan ve Yönetimin özellikle Selçuk ve Burak Yılmaz'a gösterdikleri tölaranslardır.

Futbolcuya dayalı düzene çanak tutanlardan, ilk önce Hamza Hoca gitti.

Şimdi sıra, Başkan ve Yönetimde,

Ama futbolcular yerinde.

Çünkü yüksek kontratlar ile kendilerini sağlama aldılar.

Galatasaray'ı yönetmek tecrübe ve zeka ister.

Bilgi,  beceri, duygu ve camiayı tanımak olmazsa olmaz özelliklerdir.

Bu nedenle Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak zamanında, sürekli başarılar geldi.

Fakat, Liseliler ve derin İnan Kıraç ekibi, önce Fatih Terim'i daha sonra da Galatasaray'a yakışmıyor diye Abdurrahim Albayrak'ı yediler.

İnsan insanın kurdudur misali, Liseliler Galatasaray'ın kurdu oldular.

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek hangi danışmanı veya yöneticisi tarafından etkileniyor ise her açıklaması ve eylemi bomba.

Artık utanıyoruz. Son bombası basketbol takımının kombineleri hakkında yaptığı açıklama ile zirve yaptı.

Galatasaray taraftarları ne kadar kombine alırsa, biz de o kadar yatırım yapacağız dediler.

Öyle bir fiyat açıkladılar ki, sanki kombineyi almayın dercesine.

Tamam, sahanın önündeki zenginlerin izleyeceği yer için uygulanan fiyat doğru, hatta az bile. Çünkü Galatasaray'lı zenginlere takımlarına para aktarma yönetimi olarak fırsat veren bir stratejidir.

Fakat, ambiansı alevlendiren genç Üniversitelilere satmayı düşündüğünüz fiyat, inanılır gibi değil.

Taraftarlar grubunun açıklamasını kaale alın, yoksa onlar sizi hiç kaale almayacaklar haberiniz olsun.

Galatasaray'da hiç bir başarı cezasız kalmaz, inşallah Ergin Ataman hocamızı küstürüp istifaya zorlamazlar.

Galatasaray'lılığımdan bu liselilerin ve derin Galatasaray'lıların yaptıkları nedeniyle utanmaya başladım.

Türkiye'nin Avrupa'ya açılan penceresi ve dünyanın en eski eğitim yuvasından çıkan üst akıl, bencilcesine egolara mahkum edilmektedir.

Asıl diktatörlük Galatasaray'dadır.

Başkan adaylarıını ellerine Genel kurul önceleri, Yönetim Kurulu listesi tutuşturularak seçimlerin yapılması Galatasaray'da diktatörlüğün varlığını göstermektedir.

Kaptanı kaptanlığını yapamıyor, Başkanı takımı yönetemiyor, camia Bizans Oyunlarına devam ediyor.

Bu kadar olumsuzluktan, olumluluk beklemek sadece aptallık olur.

Dışarıdaki büyük çoğunluk aptal değil, herkes ayağını denk alsın.

Son olarak hafta sonu oynanacak derbi için, fikri ve zikri aynı olan Fenerbahçe'liler'e bir çift lafım var.

Zamanında Beşiktaş için yaptıkları hatır şikesini, Galatasaray'ın da yapacağına inanıyorlar.

Ama boşuna üzülmesinler.

En kötü, berabere bitecek maç sonucu için kendilerini hazırlasınlar ve önlerindeki maçları kazanmaya odaklansınlar.