Bu kadar sabah operasyonunun olduğu, halkının hop oturup, hop kalktığı bir ülkede şu an spor yazmak ne kadar anlamlı ve ilgi çekici olabilir? Ama hayat bir taraftan devam ediyor. Size bu yazımda spor programlarından bahsetmek istiyorum. İhale almak için milyonlarca dolar ödeyen yayıncı bir kuruluş var, birde diğer kanalların spor programları var. İhaleyi alan kanal maçları şifreli kanaldan yayınlıyor ve yayın bittikten sonra kendi hazırladığı spor programını maç görüntüleri eşliğinde yayınlamaya devam ediyor. Bu arada maç görüntülerini belli bir ücret karşılığında diğer yayıncı kuruluşlarla paylaşması gerekirken bu görüntüleri istediği zaman ve belirlediği fiyattan satışa çıkartıyor. Bu fiyat öyle bir fiyat ki! Hiç bir kanal hem geç gelen, hem de çok pahalı olan bu görüntüleri haklı olarak almak istemiyor. Niye bu kadar pahalı denildiği zaman ise ben çok para ödedim maç yayın hakkına diyor. Yani söylemeye çalıştığım kendi kuralını koyuyor sisteme. TFF futbol federasyonu da bu böyle olmaz mağdur olan burada seyirci demeden senelerdir bu düzene göz yumuyor.
İlk önce bu yayıncı kanaldan bahsedelim, maçları yayınlıyor kendini her şeyin üstünde görüyor, bunun nedeni ise çok para vermeleri. Bunu söylememin nedenini size ufak bir örnekle açıklamak istiyorum: Daha önceki yıllar bu kanal maç yayın hakkını Amerika da bir kanala satıyordu, bizde belli makul bir ücret karşılığı bu kanala üye olup maçları seyrediyorduk. Bu sene maç yayın hakkını vermediler, nedeni ise yeni kurdukları kendi internet sitesi üzerinden maçları seyrettirebilmek. Gayet güzel bir fikir aslında ancak araştırınca benim gözüme çok saçma bir şey çarptı: Eğer ben Türkiye'den bu maç yayınını satın alırsam aylık 13 TL ödemem gerekirken Amerika da yaşıyorsan bu ücret aylık 54 dolara yükseliyor. Şimdi bazı okurlarımız teknik yönünü bilmedikleri için belki bunu normal gibi görebilir. Bu kanal gelip Amerika da maçlar seyredilsin diye artı bir yatırım yapmıyor, internet üzerinden bende, Türkiye’de ki bir kişide aynı web sayfasına bağlanıyoruz ama arada fiyat uçurumu var. Bende bu kanala e-mail yazdım, bu işin tekniğini de bilen biri olarak “Bu biraz haksızlık olmuyor mu?” diye sordum. Onlarda bana e-mailimin değerlendirmeye alındığını gerekli yerlere iletileceğini ve cevaplandırılacağını bildirdiler. Aradan 4 ay geçmesine rağmen henüz cevap gelmedi. Geleceğini de hiç sanmıyorum. Bu kanalın haftalık yayın akışına baktığımızda; maçları yayınlıyor, maçın programını yapıyor bitti, bütün haftayı şifreli kanal olduğu halde bomboş, anlamsız, sporla ilgisi olmayan programlarla ve onun tekrarlarıyla geçiriyor. Şifreli spor kanalı sadece maç yayını için var, içi bomboş. Bir kaleci tekniklerini anlattıkları program var sakın seyretmeyin kumandayı televizyona fırlatabilirsiniz.
Gelelim diğer kanalların spor programlarına yani esas eğlenceye: Elde maç görüntüsü yok, nasıl program yapacaklar? Tabi ki şu anda olduğu gibi yapamayacaklar. Spor programı adı altında reality showa dönüştürecekler işi.
Sporla ilgilenmiş veya bir dönem spor yapmış kişileri program koltuğuna oturtacaklar. Bu kişiler ise maalesef TV’ de program yapabilecek bilgi, kültür, eğitim ve birikiminden yoksun, ağzından her an bir küfür veya müstehcen sayılacak sözcük kaçıracak potansiyele sahip milli çapkın, daha da yetmedi günümüz yeni yetme siyaset tetikçisi birbirleriyle hiç alakası olamayan kişiler olarak karşımıza çıkacaklar. Doğal olarak bu programlarda maçla alakası olmayan spor programı adı altında reality show programı olacak. Programı izleyenler ise sanki kahvede oturmuş seviyesiz bir konuşma üslubuyla sohbet eden 5-6 kişiyi seyrediyormuş hissi yaşayacak.
Birde saat gece 12 yi geçtikten sonra az sonra, az sonra diye sporla alakası olmayan haberler yayınlayacaklar. Programa katılan fanatikler ise 3-4 saat süren programlarında, spor yorumu yapıyormuş gibi sürekli diğer nefret ettiği takımlara kin kusacaklar, olmakta ola da bu zaten. Her zaman söylüyorum kural kanun konulmadığında topuzun ölçüsü istisnasız her zaman kaçar. Futbol Federasyonu sen nasıl yayıncı kuruluşun böyle bir program yayınlamasına izin verirsin, ya sen RTÜK (dizilerdeki öpüşme sahneleriyle uğraşacağına) spor programı adı altında bu tip reality showlara nasıl müdahale etmezsin? Ve ya bunun belli başlı kuralı ve çerçevesini koymazsın?
Türkiye'de yaşayanlar diğer ülkelerde de bu maçların şifreli yayınlandığını sanırlar, çünkü buna inandırılıyorlar ama aslında hiçte öyle değil. Bu maçlar açık kanallardan yayınlanır. Toplumun her kesiminin bu maçlara ulaşması sağlanır. Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan AFL ve NBA maçlarını açık kanallardan yayınlar nedeni ise zaten bu maçlar büyük reklam gelirlerine sahiptir. Paralı spor kanalı demek ise: Gerekli reklamı alamayacak lise ligi, kolej ligi sporlarının meraklılarının seyredebilmesi için paralıdır. Seyirci istediği saatte istediği bölgeden ilgi duyduğu sporu izleyebilsin diye, örneğin golf, tenis gibi. İşte yurt dışında olan paralı spor kanalları bunlardır. Diğeri kocaman bir yalandır aslında. Dünyanın en büyük final maçı olan sadece saniyelik reklam ödemesi 30 milyon dolar olan süper bowl final maçı bile açık kanaldan yayınlanır. Decoder alamayacak maça veya kahveye gidemeyecek insan bir GS-FB derbisi seyredemeyecek mi? Edemiyor zaten. Niye? Yayıncı kuruluş çok para ödemiş. Bize ne ödemeseydin bize mi sordun öderken? Türkiye'de hep birileri dünyadaki sistemleri Türk insanına tersten işliyormuş gibi gösteriyor. İnsan gerçeği görüyorsa buna akıl sır erdiremiyor. Herkes bir şekilde ranttan nemalanıyor ondan sanırım. ( Dün duyduğum bir söz, acı ama gerçek: Bunlar işin içinde rant yoksa bir metre asfalt bile yapmaz. Bizde oturmuş maç yayınından bahsediyoruz. Maç yayınına gelene kadaaaaaarrrr )
Herkesin yeni yılını şimdiden kutluyorum, Türkiye'me de erdem şeref ve dürüstlük diliyorum.
Yorum Gönder