Galatasaray, Prandelli ile Avrupa'da hezimetler yaşamaya devam ediyor.

Dortmund en kötü zamanında bile sahasında Galatasaray'ı 4-0 yendi.

Allah'tan kötü zamanlarında karşılaştık. Yoksa facia daha büyük olurdu.

Neden bu hale gelindi?

Galatasaray'a başkan seçildiği günden beri 'Dünya Markası' olma hedefini dillendiren Aysal,

İki sene Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olmasına rağmen, bu sene takımının başına getireceği Teknik Direktöre ilk sözü "Dördüncü yıldızı istiyorum" demek oldu.

Çünkü, yabancı futbolcu kısıtlaması her sene arttırılarak, Avrupa'da başarıyı getirecek takımın kurulması engelleniyordu.

Bu nedenle hedefler küçültüldü, Dördüncü Yıldız motivasyonu ile Türkiye Ligi Şampiyonluğu hedef alındı. Oysa ki Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen, Galatasaray'ın kuruluş nedenini' "Yabancı takımları yenmektir" diye açıklamıştı.

Nitekim maçtan önce taraftarlar görsel şov yaparken bu temayı hatırlattılar.

TFF, Türk Futbolu'nu korumak ve geliştirmek için, yabancı futbolcu kısıtlamasına gittiğini söylüyordu. Fakat sonuçlara bakarsanız, Ulusal Milli Takımımız ve Avrupa'da mücadele eden takımlarımız arka arkaya hezimetler yaşamaya başladı.

Demek ki bu uygulamalar Türk Futbolu'na fayda getirmediği gibi zarar veriyor. Ulusal Milli Takımımızı teslim ettiğiniz, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'e rağmen, Yabancı oyuncu kısıtlamasına gitmenizin altında tamamen Galatasaray'ın Avrupa'da önünü kesmek için yapıldığı izlenimi, herkes tarafından dillendiriliyor.

Fenerbahçe'nin bulunmadığı Avrupa arenasında diğer takımların önünü keserek arayı kapatmak için yaptığınız gün gibi aşikar. 

Sene başında yeniden düzenlemeler yapılarak, yabancı oyuncu kısıtlamasını düzenleyeceğinizi beyan ettiniz. Türk Futbolu'na sıralamalar ve torbalar kaybettiren bu uygulamalarınız sadece Fenerbahçe'yi korumak adına yapmaya değer miydi?

Ama bunun asıl uygulanma sebebi; önümüzdeki TFF Başkanı seçiminde koltuğu garanti altına almak için yapılmıştı. Çünkü, Fenerbahçe ile arası iyi olan TFF Başkanı oluyordu. Şikeden dolayı kurtardığınız Fenerbahçe'yi, TFF Başkanlığı koltuğunu korumak için de kullanmak gayet akıllıcaydı değil mi? Ey, DEMİRÖREN.

O halde Türk Futbolu'nu düşünen yok.

Aysal Dördüncü Yıldızı; Demirören TFF Başkanlığı koltuğunu, siyasiler protesto edilmemenin vazgeçilmez keyfini sürdürüken, olan Türk Futbolu'na oldu.

Hadi geçmiş olsun.

Avrupa Aslan'ı apoleti bulunan Galatasaray, Avrupa Kuzusu oldu. Yerli futbolcular trilyoner olunca maçlarda hammaliye işlerine karışmadılar. Bütçeler alt üst oldu. Bu işten tek kazançlı çıkan Anadolu Kulüplerinden, üç büyüklere futbolcu satan Kulüpler ve Üç Büyüklerde oynayan yerli oyuncular oldu.

Futbolumuzun kalitesiz ve izlenmeye değer bulunmadığını defalarca yazmıştım.

İşte ispatı, Avrupa'da hezimetler... Bunlar daha iyi günlerimiz.