Galatasaray deplasmanda Trabzonspor'u 1-0 yenerek haftayı üç puan ile kapadı.

Lige iyi başlangıç yapamayan ve Şampiyonlar Ligindeki ilk maçında Atletico Madrid'e 2-0 yenilen Galatasaray'da, başta taraftarlar olmak üzere çatlak sesler çıkmaya başladı.

Önce yönetim ve daha sonra Hamza Hoca istifaya davet edildi.Hatta bu maçtan sonra istifasını vereceği Medya tarafından yazıldı.

Bu haftaki Divan Kurulu toplantısında Başkan Dursun Özbek acı tabloyu özetledi.Divan Kurulu üyeleri sükunetle Başkan'ın kötü Blançoyu düzeltme mücadelesini alkışladı.

Galatasaray'da durum böyleyken, Medya'nın dolduruşu ve Hamza Hoca'nın fantazileri nedeniyle taraftarlar hemen desteğini çekti ve İstifa diye bağırdı.

Galatasaray'ın komple kurtuluş mücadelesi vermesi gerekirken cephede savaşan futbolcuları, Teknik Direktörü ve Taraftarları sanki bu mücadelenin bir tarafı değil, Galatasaray'ın karşısında olan Medya ve rakipleri destekler gibi bir darbe de onlar vurdu.

Türkiye'de skor taraftarları ve yazarları oluşmuş, maçların sonucuna göre konuşulup,yazılıyor.

Halbuki kulübün finansal vaziyeti en çok  önem verilmesi gereken konudur.

Öncelikle futbolcular; kendilerine bu kadar gelir kazandıran takımlarına alacakları galibiyetlerin parasal getirisi için, canla başla mücadele etmeleri gerekir.

Daha sonra Teknik kadro; yardımcı hocalıktan sana Galatasaray'ı teslim eden yönetime, fantazilerle değil, olması gerekenleri yapıp desteklemen gerekirdi.

Taraftarlar; sizler takımın bu duruma gelmesinde en çok günahı olanlarsınız.Başkandan hep pahalı transferler isteyerek kulübün kasasını hiç düşünmediniz.

Ünal Aysal yıldızları getirdi, saçma sapan transferler yaptı ama bir kişi istifaya davet etmedi.Kendisi işin içinden çıkamayınca resmen bırakıp kaçtı.

Kulübün kasasını boşaltan kaçmış, yerine gelen kasayı doldurmaya çalışıyor, fakat taraftarların umrunda değil.Halen daha yıldız transferleri istiyorlar.

Helal olsun Dursun Başkana.Popilist davranıp pahalı transferler yapmadı.

Sadece bir golcü ve Melo'nun yerine bir oyuncu almayı beceremediler.

Bu yüzden alternatifsiz kalan Burak Yılmaz; sahada şımarık çocuklar gibi her topa saldırıyor, arkadaşları gol pozisyonundayken onlara engel oluyor,topu ileride tutamıyor ve pas hataları yaparak rakibin hücumlarına destek veriyor. Bu maçta yine bol bol ofsayta düştü.

Hamza Hoca'ya gelince; Podolskiyi transfer ederken sözleşmesinde garanti oynayacak diye bir madde yoksa,lütfen oynatma.Çünkü takımın bir kişi eksik oynuyor.

Elinde Sinan Gümüş gibi genç ve başarıya aç, kumaşı iyi bir futbolcu var.Podolski yerine Sinan Gümüşü oynat.

Melo'nun yerine oyuncu alamadıysan, genç Koray'ı orada dene.Daha önce Alman genç Milli takımlarında bu bölgede oynamış bir oyuncu.
Netice olarak; Galatasaray'ın birlik ve beraberliğe, öz güvene ve yeniden dirilmeye ihtiyacı var.

İnşallah bu maçtan sonra, tüm camia ve taraftarlar bir bütün olurlar.Skorlara göre değil, arma sevgisiyle  desteklerini sunarlar. 

Büyük takımlar hep kötü gitmez.Hiç ummadığınız bir anda refleks göstererek, fovarisi olmadığı bir maçı kazanır.

Galatasaray, büyük takım olduğunu bu maçta gösterdi.