FLAŞ HABER

"Balık baştan kokar"

Bahattin Küçük

bahattinkucuk@gmail.com
13 Ekim 2014, 00:24


Ulusal Milli Takımımız, Letonya deplasmanından 1-1'lik skorla bir puan alarak dönüyor.

Yabancı futbolcu sınırlaması, yerli futbolcularımızı gevşetmiş.

Yıllık ücretleri yüksek olan sözde yıldız futbolcularımız, iş icraate gelince amatörce oynuyorlar.

Maçın 25. dakikasına kadar üç futbolcumuz, sahada kayarak düşmesine rağmen, kramponlarını değiştirmediler. Nitekim Oğuzhan kötü düşerek sakatlandı ve oyundan çıktı.

Karşılarındaki takım 1. Ligimizde bile şampiyonluğa oynayamayacak kadar kalitesiz, fakat bizim takımımız onlardan farklı değil.

Yıllardır böyle bir Milli Takım izlemedik.

Çek Cumhuriyeti maçında korner atılırken "Aman Sivok'a dikkat" dedik, golü Sivok attı. Letonya maçının kadrosunda Bilal ve Hamit olmalı dedik, Oğuzhan sakatlanınca maça mecburen giren Bilal, bizim düşündüğümüz güzel şut atan oyuncu gerçeğini ortaya koydu.

UEFA Kupam ve şampiyonluklarım yok, hatta Teknik Direktör Diplomam bile yok.Ben bunları görüp düşünüyorsam, kalecimiz Tolga neden takım arkadaşı Sivok ile ilgili defansını uyarmadı. Teknik Direktörümüz takım tertibinde ve taktik anlayışında hatalar yapıyor. Yardımcısı mutlaka'' hocam Bilal iyi şut atıyor, takımımızın şut yüzdesi zayıf, Bilal'i oynatarak sıkıştığımız anlarda oyunu kurtarabiliriz'' demiştir.

54. dakikada maçın en iyi oyuncusu olan Ozan Tufan,  rakibine gereksiz bir şekilde kayarak müdahaleyi yapınca, maçı kötü yöneten hakem hemen penaltı noktasını gösterdi. Letonya'nın gol atacak en iyi oyuncusu cezalı olduğundan oynayamadı ama, biz yine de bir penaltı yaparak Letonya'nın gol atmasını sağladık.

Maç berabere, kazanmamız lazım, oyuna ikinci forvet 59. dakikada girdi. Zaten rakibin senin üzerine gelemiyor, sertlikle seni durdurmaya çalışıyor. Burada çabuk oynayıp, uzaktan şut atıp, rakibin engesini bozmalısın. Bu maça bile tek forvet ile çıktık.

Fatih hoca 77. dakikada oynanan futbola isyan edip ceketini yedek kulübesine fırlattı. Sanki futbolcularımıza aman sakatlanmadan gelin talimatı verilmiş. Kimse topa ayağını uzatmıyor. Sorumluluk alıp şut çekmiyorlar.

Kendisinden çok şey beklenen Arda bile oyunda kayboldu. Sanki ilahi bir güç, aklımızı almış gibi acemice hareketler yapıyoruz.. 

Sezon başı hazırlık kampları ve ligimizin açılışı geç olunca, form tutamayan ve yavaş oynayan futbolcularımız hem kendi Liginde, hem Avrupa kupalarında, hem de Milli Takımımızda izlenmeye değmez futbol oynayarak, kötü neticeler almışlardır.

Stadyumların boş kalmasının en büyük nedenlerinden birincisi kötü futbol, diğeri ise PASSOLİG uygulamasıdır. Ayrıca istenen bilet ücretleri, oynanan futbola göre çok pahalı.

Ligimizi idare eden TFF, Milli Takım hocasının ''Ligler 15 Ağustos'ta başlasın'' isteğine karşın, PASSOLİG teknik altyapısının yetişmemesi nedeniyle, 28 Ağustos'ta başlatmıştır. Avrupa'daki rakipler 8 veya 9. haftaları oynarken sen 5. haftadasın.

Ülke futbol'unu düşünen yok. Siyaset tamamen kendi menfaatine göre uygulamalar yaptırtıyor. Kendisine biat etmeyen kulüplere operasyonlar yapılıyor.

Ünal Aysal'a, Fatih Terim üzerinden yapılan operasyon ile Galatasaray bitiriliyor.

Çarşı Grubu'nun stadyumlardan uzaklaştırılması için, saha zemini kötü olduğu bilinen Olimpiyat stadyumunun zemini, ligimizin 5. haftasında bakıma alındı. Beşiktaş taraftarları Ankara'ya gitmeye zorlatıldı.

Taraftarları olmayan, Başakşehirspor, Osmanlıspor, devlet destekli yola devam ediyor. Yayıncı kuruluşlar ve sponsorlar devletin.

Taraftarsız maçlar, ne televizyondan izleyene, ne de oynayan futbolculara zevk vermez ve heyecanı öldürür.

Daha fazla kötüye gitmeden duruma müdahale edilmeli, fakat ne TFF Başkanı özgür iradesi ile karar alabiliyor, ne de Kulüp Başkanları isyan edebiliyor. Çünkü herkes siyasi iradeden korkuyor.

TFF Başkanı kulüplerimizin borç batağına saplandığını söylemiş, "Seneye Avrupa'ya durumu kötü olan takımlarımızı biz göndermeyeceğiz" demiştir.

Sanki üç senedir ligimizi ben yönetiyorum. Niye önlem almadın diye adama sorarlar. Üstelik daha önce Beşiktaş kulübünü batırmış ve bu konuda da bayağı tecrübeliydin:))

Türkçemizde "Balık baştan kokar" diye bir deyim vardır. Daha fazla kokutmadan "Bu işi beceremedim" deyip, Türk halkından özür dileyip, bu işi bırakın.

Yorum Gönder