Türk futbol'unu yönetenlerin insan kalitesine bir bakalım.
Bir çok kulübümüz, yıllardır Süper Lig'de oynamalarına rağmen 100 trilyon borçlarla anılmaktadır.
Yine bir çok kulübümüz başkanları uzun yıllardır kulüp başkanlığı yapmakta ve kendi kaydettikleri üyelerin verdiği oylarıyla, hanedanlıklarına devam etmektedirler.
Ama bazı kulüplerimizin başkanlarının isimlerini bile bilmiyoruz. Bu kulüplerin borçları olmadıkları gibi,lig'de de başarılılar.
Özellikle takım ismi yazmadım. Okuyucularım hangi kulüpler ve başkanlarını ima ettiğimi anlamışlardır.
Liglerimizin temelini oluşturan kulüplerimizi yöneten bu Başkanlar, TFF Genel Kurullarında oy kullanıyorlar ve bir başkan seçiyorlar. Kendilerine bir isim empoze ediliyor ve seçiyorlar. Seçtikleri Başkan, kendileri gibi kulüp başkanlığı yapmış, kulübünü borca sokmuş,Avrupa'da ceza aldırmış bir kişi,yani içlerinden birisi.
Seçilen TFF Başkanı, kendi Hukuk, Disiplin ve MHK Kurullarını kuruyor. Böyle sağlıksız seçimlerden çıkan yönetimler de Türk futbol'unu yönetiyor. 18 takımlı Lig'de bir takımın itirazı nedeniyle, yabancı sınırlaması devam ediyor.Bunun arkasına sığınan TFF Başkanı, kuralı 18 imza getirin değiştireyim diye futbol alemiyle dalga geçiyor.Bu kural koyulurken 18 takım, imza mı vermişlerdi.
MHK, her hakem hatasında, TFF Başkanı tarafından ters köşeye yatırılıyor.Disiplin Kurulu ile Tahkim kurulu erk çatışması içerisindeler.Kasımpaşa-Beşiktaş lig maçını neden, tekrar oynattıklarını anlayabilmiş değilim.
Daha önceki yazılarımda; Yunus Yıldırım'ın hakemlik mesleğine ihanet ederek, yönetmeliğine aykırı maç yönettiğini yazmıştım.Kuralları kafasına göre yorumlayan, penaltı vermekten korkan, sert faulleri es geçen hakem, maalesef MHK tarafından desteklenmekteydi.
Bu hafta Sivas-Fenerbahçe maçında bariz hatalar yapınca kıyamet kopmuştur. Halbuki yönettiği bütün maçlarda,bir çok takımın canını yakmıştır. Tüm spor severler maçlara ilave ettiği üç dakika nedeniyle,kendisine üç dakikacı Yunus diye lakap takmıştır.
Beni en çok şaşırtan; Fenerbahçe'nin baskılı başladığı ve her an gol bulacağı maçta, lehlerine verilmeyen penaltı nedeniyle futbolcularının demorilize olup, hakeme her pozisyonda saldırmalarıydı. Bu tür hatalar, ilk defa Fenerbahçe'ye yapılmadı. Bir çok takımımız her yıl hakem hatalarından, bir sürü puanlar kaybetti. Lig sonunda yapılan hatalar ve lehine verilen kararlar muhasebeleştiğinde, elde var sıfır.
Fenerbahçe; takipçisi Galatasaray'ın, muhteşem futbol oynayarak aradaki puan farkını azaltmasından paniğe kapılmış. Bunun en güzel örneği, Sivasspor maçında ortaya çıkmıştır.
''KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR'' diye bir özdeyiş vardır. Fenerbahçe'nin en büyük dezavantajı panik yapması olacaktır. Eğer öz güvenli ve sakin kalabilirlerse, şampiyonluğun en büyük adayı olarak anılırlar, yoksa ligi üçüncü bitirme tehlikesi var.
Milyonlarca para ödedikleri futbolculara, sakatlanmadan oynayacakları zemin yatırımı yapmayan kötü tüccar düşüncesine sahip başkanlar ve TFF, maalesef Türk Futbolu'nu iyi yönetememekte ve insan kalitesi, her geçen yıl azalmaktadır. İnsan kalitesi azaldıkca, problemler artmaktadır.
Futbol'da başarılı olmanın olmazsa olmaz şartı, kulüplerin, GENEL KURULLARINI sağlıklı yapmalarıdır. Eğer genel kurullar sağlıklı yapılamazsa, sorunlar birikir kar topu olur ve bir çığ gibi, o kulübü yutar. Örnek; Galatasaray sağlıklı genel kurul yaparak Ünal Aysal'ı başkan yapmış ve üst üste iki yıl şampiyon olmuş ve Avrupa'da başarılar kazanmıştır. Fenerbahçe'nin son yapılan genel kurulunda Mehmet Ali Aydınlar başkan seçilseydi, Fenerbahçe uzun yıllar şampiyonluğa abone olacak bir takım olabilecekti.
Aziz Yıldırım'ın yönetim tarzı Fenerbahçenin başarısını engellemektedir.Başkan olduğu sürece şikeci damgasıyla anılarak,kulübüne zarar vermeye devam edecektir. Kendisinin genel kurul üyelerine olan hakimiyeti nedeniyle,istemediği sürece koskoca Fenerbahçe kulübünün ömür boyu başkanı olarak kalabilecektir.Veya kendisinin istediği kişiyi Başkan yapabilecektir. Aziz Yıldırımı ne Genel Kurullarda, ne de Divan Kurullarında hiç bir üye eleştirememektedir.Eleştirenler, disiplin kuruluna sevk edilip, üyelikleri dondurulmaktadır.İstişarenin,eleştirinin olmadığı yerde,sağlıklı kararlar alınamaz.
Bu yüzden genel kurullar çok önemlidir.Başkanların üye kayıt yetkileri sınırlandırılmalıdır. Genel Kurul'un,( başkanın listesinden bağımsız olarak) seçeceği; SİCİL KURULU tarafından, üye kayıtları, layıkıyla ve titizlikle yürütülmelidir.Üye kayıtları Başkanın uhdesinde olduğu sürece,bütün seçimleri kazanma şansı artmaktadır. Tıpkı uzun yıllar Fenerbahçe Başkanlığı yapan Aziz Yıldırım gibi.
Kulüpler kendilerini düzeltmediği sürece,Türk Futbolu bir adım ileriye gidemez.
Bir çok kulübümüz, yıllardır Süper Lig'de oynamalarına rağmen 100 trilyon borçlarla anılmaktadır.
Yine bir çok kulübümüz başkanları uzun yıllardır kulüp başkanlığı yapmakta ve kendi kaydettikleri üyelerin verdiği oylarıyla, hanedanlıklarına devam etmektedirler.
Ama bazı kulüplerimizin başkanlarının isimlerini bile bilmiyoruz. Bu kulüplerin borçları olmadıkları gibi,lig'de de başarılılar.
Özellikle takım ismi yazmadım. Okuyucularım hangi kulüpler ve başkanlarını ima ettiğimi anlamışlardır.
Liglerimizin temelini oluşturan kulüplerimizi yöneten bu Başkanlar, TFF Genel Kurullarında oy kullanıyorlar ve bir başkan seçiyorlar. Kendilerine bir isim empoze ediliyor ve seçiyorlar. Seçtikleri Başkan, kendileri gibi kulüp başkanlığı yapmış, kulübünü borca sokmuş,Avrupa'da ceza aldırmış bir kişi,yani içlerinden birisi.
Seçilen TFF Başkanı, kendi Hukuk, Disiplin ve MHK Kurullarını kuruyor. Böyle sağlıksız seçimlerden çıkan yönetimler de Türk futbol'unu yönetiyor. 18 takımlı Lig'de bir takımın itirazı nedeniyle, yabancı sınırlaması devam ediyor.Bunun arkasına sığınan TFF Başkanı, kuralı 18 imza getirin değiştireyim diye futbol alemiyle dalga geçiyor.Bu kural koyulurken 18 takım, imza mı vermişlerdi.
MHK, her hakem hatasında, TFF Başkanı tarafından ters köşeye yatırılıyor.Disiplin Kurulu ile Tahkim kurulu erk çatışması içerisindeler.Kasımpaşa-Beşiktaş lig maçını neden, tekrar oynattıklarını anlayabilmiş değilim.
Daha önceki yazılarımda; Yunus Yıldırım'ın hakemlik mesleğine ihanet ederek, yönetmeliğine aykırı maç yönettiğini yazmıştım.Kuralları kafasına göre yorumlayan, penaltı vermekten korkan, sert faulleri es geçen hakem, maalesef MHK tarafından desteklenmekteydi.
Bu hafta Sivas-Fenerbahçe maçında bariz hatalar yapınca kıyamet kopmuştur. Halbuki yönettiği bütün maçlarda,bir çok takımın canını yakmıştır. Tüm spor severler maçlara ilave ettiği üç dakika nedeniyle,kendisine üç dakikacı Yunus diye lakap takmıştır.
Beni en çok şaşırtan; Fenerbahçe'nin baskılı başladığı ve her an gol bulacağı maçta, lehlerine verilmeyen penaltı nedeniyle futbolcularının demorilize olup, hakeme her pozisyonda saldırmalarıydı. Bu tür hatalar, ilk defa Fenerbahçe'ye yapılmadı. Bir çok takımımız her yıl hakem hatalarından, bir sürü puanlar kaybetti. Lig sonunda yapılan hatalar ve lehine verilen kararlar muhasebeleştiğinde, elde var sıfır.
Fenerbahçe; takipçisi Galatasaray'ın, muhteşem futbol oynayarak aradaki puan farkını azaltmasından paniğe kapılmış. Bunun en güzel örneği, Sivasspor maçında ortaya çıkmıştır.
''KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR'' diye bir özdeyiş vardır. Fenerbahçe'nin en büyük dezavantajı panik yapması olacaktır. Eğer öz güvenli ve sakin kalabilirlerse, şampiyonluğun en büyük adayı olarak anılırlar, yoksa ligi üçüncü bitirme tehlikesi var.
Milyonlarca para ödedikleri futbolculara, sakatlanmadan oynayacakları zemin yatırımı yapmayan kötü tüccar düşüncesine sahip başkanlar ve TFF, maalesef Türk Futbolu'nu iyi yönetememekte ve insan kalitesi, her geçen yıl azalmaktadır. İnsan kalitesi azaldıkca, problemler artmaktadır.
Futbol'da başarılı olmanın olmazsa olmaz şartı, kulüplerin, GENEL KURULLARINI sağlıklı yapmalarıdır. Eğer genel kurullar sağlıklı yapılamazsa, sorunlar birikir kar topu olur ve bir çığ gibi, o kulübü yutar. Örnek; Galatasaray sağlıklı genel kurul yaparak Ünal Aysal'ı başkan yapmış ve üst üste iki yıl şampiyon olmuş ve Avrupa'da başarılar kazanmıştır. Fenerbahçe'nin son yapılan genel kurulunda Mehmet Ali Aydınlar başkan seçilseydi, Fenerbahçe uzun yıllar şampiyonluğa abone olacak bir takım olabilecekti.
Aziz Yıldırım'ın yönetim tarzı Fenerbahçenin başarısını engellemektedir.Başkan olduğu sürece şikeci damgasıyla anılarak,kulübüne zarar vermeye devam edecektir. Kendisinin genel kurul üyelerine olan hakimiyeti nedeniyle,istemediği sürece koskoca Fenerbahçe kulübünün ömür boyu başkanı olarak kalabilecektir.Veya kendisinin istediği kişiyi Başkan yapabilecektir. Aziz Yıldırımı ne Genel Kurullarda, ne de Divan Kurullarında hiç bir üye eleştirememektedir.Eleştirenler, disiplin kuruluna sevk edilip, üyelikleri dondurulmaktadır.İstişarenin,eleştirinin olmadığı yerde,sağlıklı kararlar alınamaz.
Bu yüzden genel kurullar çok önemlidir.Başkanların üye kayıt yetkileri sınırlandırılmalıdır. Genel Kurul'un,( başkanın listesinden bağımsız olarak) seçeceği; SİCİL KURULU tarafından, üye kayıtları, layıkıyla ve titizlikle yürütülmelidir.Üye kayıtları Başkanın uhdesinde olduğu sürece,bütün seçimleri kazanma şansı artmaktadır. Tıpkı uzun yıllar Fenerbahçe Başkanlığı yapan Aziz Yıldırım gibi.
Kulüpler kendilerini düzeltmediği sürece,Türk Futbolu bir adım ileriye gidemez.
Yorum Gönder