Ecem İkikardeş TRT ve Habertürk TV’deki başarılı stajyerlik hayatının ardından 2009 yılında henüz 19 yaşındayken ekrana çıkmış  bir isim. Spor spikerliğinin ardından, ana haber spikerliği, siyaset programı ve radyoculuk derken televizyonculuk anlamında hem kamera önü, hemde kamera arkasının tozunu yutmuş bir isim o. Bende kendisini hem daha iyi tanımak, hemde sizlere daha iyi tanıtmak için birkaç gün önceden biraraya geldik ve haber merkezimizde hem çayımızı yudumladık, hem de keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ecem İkikardeş kimdir? biraz seni tanıyabilirmiyiz?

İstanbul doğumluyum.  Rumeli-Balkan göçmeni bir aileden geliyorum. Lise öğrenimimden beri Radyo ve Televizyonculuk eğitimi alıyorum. Gözümü televizyonculuğa açtım diyebilirim. Sonrasındada  İstanbul Aydın Üniversitesi Radyo ve Televizyon programcılığı bölümünü bitirdim. Ama bizim meslekte kendini sürekli geliştirmek gerektiğine inanıyorum. Fazla okumaktan zarar gelmez diye düşünüp hem mesleğimi yapyorum, hem de açıköğretim fakültesinde Uluslararası İlişkiler bölümü okuyorum. İnsanın sadece bir alanad değil, birçok alanda birikimi olması gerektiğine inandığım için ayrıca bu bölümü okuyorum. Ayrıca aklımda eğitimci olmakta var. Öğretmen olmayı istiyorum.

Spikerliğe geçiş süreci nasıl oldu?

Beni televizyonculuğa iten  bilinç altıma bu işi yerleştiren aslında annem. Küçük yaşlardan beri bana spikerliği aşılayan kendisidir. Haber saaatlerinde bende seni böyle haber sunarken televizyonda izliycem diye diye kendimi ekranda buldum ben. Annelerin çok isteyipte başaramayacağı şeylerin olduğuna inanmıyorum artık. En azından benim annemin istediği oldu tabi benimde uzun uğraşlarım ve sabrım sayesinde. Büyük kanallarda kamera arkasında çalışma fırsatıda buldum. Kendimi geliştirdim meslekle ilgili öğrenebileceğim çoğu şeyi öğrendim. Haber yazmasından seslendirmesine, montajından sunumuna kadar yapıp tek başıma bir spor bülteni çıkarabiliyorum sonrasında da iş bulma konusunda şanslıydım. Çevremdekilerden de destek gördüm gerisi geldi ve spikerlik yapmaya başladım.

Peki televizyonculuk düşüncesi nasıl oluştu? ayrıca spor spikerliğinden, haber spikerliğine geçiş süreci nasıl başladı?

Şimdi genele bakıyorum röportajları okuyorum  hep spor spikerliğinden haber spkerliğine geçiş varmış gibi bir algı oluşmaya başladı bende de. Spor dallarından atlamaktanmı geçiyor haber yolu bilemedim (gülümsüyor) 2009 yılında ekrana çıkmama vesile olan Tek Rumeli Tv spor müdürü  Mehmet Çelik hocamın programında hosteslik yaparak giriş yaptım bende ekrana. Sağolsun ekran korkumu yenmemde hocamın etkisi büyüktür çok desteğini gördüm çok şey kattı bana. Çalıştığımız süre boyunca tecrübesi ve bilgileriyle yol gösterdi. Buradan teşekkür ediyorum kendisine. Sonrasında yine teklif üzerine aynı kanalda spor spikerliğine geçtim böylece ekran maceram başlamış oldu. Haber spikerliğine de Karadeniz Televizyonunda hafta içi spor bülteni, gün ortası haberleri ardındanda  hafta sonu anahaber bülteni sunarak geçiş yaptım ve adım adım ilerledim.

Son yıllarda gençlerde televizyoncu olma isteği bir hayli arttığı görülüyor özellikle spikerlik ve oyunculuk. Neden bu ilgi sence?

Ekranın büyüsü diyelim. o beyaz camın arkasında olmak gibi herkesin bir hayali var heralde. Sosyal bir iş olduğu içinde rağbet görüyor olabilirler.

‘Dile ve ekrana hakim olmak bir spikerin en önemli özelliklerinden biridir..’

Genelde hep böyle bir algı ve düşünce vardır. Ekrandaysan mutlaka güzel olmalısın diye. Sence ekranda olmak için güzel olmak şart mı?

Diğer röportajlarımdada söylemişimdir. Hoş görünmek lazım izleyiciler ekranda güzel insanlar görmekten hoşlanır. Ama; şart mıdır? değildir çünkü iyi ve doğru işlerle ekranda olmak güzellikten önce gelir.

Genç bir ekran yüzüsün. Diğer büyük kanallarda tv haberciliğinin duayeni denilen isimler karşında. Bu durum başlangıçta sende bir korku ya da çekince yarattı mı?

Büyük kanallarda staj yaptım o dönemlerde duayen isimleri tanıma, onlarla çalışma fırsatıda buldum. Korku ve çekincem yok saygım var. Sonuçta biz yeni başlıyoruz ve adım adım ilerlemeye çalışıyoruz onlarda bu basamaklardan geçtiler onlarda hatalar yaptılar. Benim tanıdığım isimler sağolsunlar gençlere destek olan isimlerdi. Örnek alıp bizde güzel işlerle anılmayız.

Sence, bir haber yada spor spikerinin asla yapmaması gereken hatalar neler?

Bikere hatasız olmaz hatayı herkes yapabilir insanız sonuçta duygularımız ve hakimiyetini zor sağladığımız bir dilimiz var. Spor haberi okumak farklı, haber okumaksa çok daha farklıdır. İkisininde ayrı zorlukları var. Birine duygu birine heyecan katarsın o da spikerin yeteneğine kendi tarzına kalmış diye düsünüyorum ben. Sporda yabancı takımlar hocaları ve yine yabancı futbolcuların isimleri konusunda hata yapmamak önemli. Biraz da okuyup konu hakkında bilgi sahibi olmak lazım. Haberde de okunan haberin vurgularına dikkat edilmeli.

Radyo ve televizyon dışında Ecem İkikardeş neler yapmaktan hoşlanır? sinema ve sanatla ilgilenir mi mesela?

En çok gezmeyi severim. Evde oturamam pek. Yeni çıkan filmleri şuaralar hiç kaçırmıyorum diyebilirim. Özellikle sinemada film izlemeyi seviyorum ben. Radyo haberciliğinden kalmada bir alışkanlık var bende, dışarıda bile olsam telefonumdan  haber sitelerine mutlaka göz atarım o gün neler olmuş diye. Ayrıca hergün düzenli olarak spor yapıyorum. Bir diğeride uyumadan önce kitap okumak günün yorgunluğunu atmak demek benim için.

Eleştirilerden etkilenir misin? Seni en çok kim eleştirir mesela?

Hepsinden değil ama etkilenirim. İşi bildiğine inandığım saygı duyduğum insanların eleştirileri beni düşündürür kendime bir dönüp bakarım hata yapıyormuyum yada nerde hata yaptım diye. Beni en çok babam eleştirir kıyafetimden, saçıma mimiklerimden yanlış okuduğum varsa yabancı takım isimleri, futbolcu isimlerine kadar hepsini eve geldiğimde söyler bunu bunu yaptın bugün, yanlış o kızım onun adı şu şu diye (gülümsüyor)  ha birde kardeşim Ceren eleştirir beni kişisel sayfa yönetimcimdir kendisi  haber videolarımı paylaşır tekrar tekrar izledikçe bu haber böylemi okunur bir dahakine şöyle dur daha iyi diye tavsiyelerde bulunuyor diyim (gülümsüyor) en çok eleştirileri ailem yapıyor yani. Tabiki daha iyi olmamı istedikleri için. Kızmıyorum dikkate alıyorum..

Spor spikerliği’de yaptın. Bir bayan için spor spikerliği yapmak zor mu? Ayrıca bayanların spora ve futbola olan bakış açısı hakkında ne düşünüyorsun?

Spor haberi okumak değil de spor programı yapmak zor. Program işini erkeklere bırakmalı diye düşünüyorum. Ne kadar araştırsakta kendimizi geliştirsekte onlara özellikle futbol çocukluktan aşılanıyor aşık atmak zor gibi. Diğer dallar için aynı düşüncede değilim. Bayanlarında kendilerini kanıtladığı spor dallarını ve başarılarını unutmamak lazım.

Eski futbolcu bir babanın kızısın. Fanatik misinidir mesela? hangi takımlısın diye sorsam?

Evet babam eski futbolcudur ve iyi bir Beşiktaşlıdır. Bende Beşiktaşlıyım.  Fanatik değilim ama takip ederim. Zaten işim gereği spor’un içinde oluyorum. Bültenlerde tarafsızım. İşime yansıtmam. Babam maç hastasıdır evde hergece spor kanallarından biri mutlaka açıktır. Maçları kaçırmaz, küçükken yağmur çamur demeden forma giydirir stada götürürdü beni arada yine gidiyoruz da şimdi tahtımı kardeşim devraldı. O daha fanatik maçlara beraber gidiyorlar. (Gülümsüyor)

Türk futbolu hakkında ne düşünüyorsun ve nerede görüyorsun? Ayrıca türk futbolunun üzerinde karabulut gibi dolaşan şike olaylarıyla ilgili ne söylemek istersin?

Türk futbolunun hakettiği yerde olmadığını biliyorum enazından. Çok kaliteli oyuncularımız dünya markası transferlerimiz var ama beklenen başarılarda malesef biraz geri kalıyoruz. Tabii akla ilk gelen futbol ama diğer dallardaki başarılar gurur kaynağımız. Şikeye karışmak türk futbolu adına tabiki üzücü ama önemli olan en az zararla bu süreci atlatmak. Benim en üzüldüğüm olaylardan biride doping olayları. Neden bunca başarıya doping olaylarıyla gölge düşüyor diye sızlanırım hep kendimce.

 Herkesin mesleğinde kurduğu hayaller  ve hedefler vardır. Senin hedefin nedir?

Benim hedefim iyi bir haberci ve programcı olmak. Adımdan söz ettiricek işlerle röportajlarla ekran karşısına çıkmak. Belki birgün Cumhurbaşkanı ve Başbakanla program yapabilecek seviyeye gelirim. Baştada söylemiştim. Öğretmenlik yapmakta istiyorum. Birikimimi ileride bu işi yapıcak arkadaşlarla paylaşmak hedeflerim arasında.

Televizyon ekranlarında kendine örnek aldığın isimler var mı? En sevdiğin ve izlerken zevk aldığın isimler kimdir?

İşini layığıyla yapan çok isim var ekranlarda. Yıllarını mesleğe vermiş hocalarımız var. Doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri onlardan izleyerek öğrenmeye kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Haber sunuş tarzıyla, kendini ifade şekliyle beğenerek izlediğim isim şu sıralar Fatih Portakal.

Ekrana çıkmadan önce giyeceklerine kim karar verir mesela?

Kendim seçiyorum ama sponsorlarada bağlı tabi verdikleri kıyafete göre uygun olanları üzerimize yakışanı mağazadan seçer çıkarız ekrana. Ayrıca bu işi yapıyorsan dolabında birkaç kurtarıcı ceket bulunmalı.

Radyoculukta yaptın. Sence radyoculuk mu daha zor, yoksa televizyon karşısında haber sunmak mı? Senin için hangisi daha zevkli?

İkisininde tadı çok başka. Televizyona çıkıyorsam radyoyu özlüyorum, radyodaysam televizyonu özlüyorum. İkisini bir arada yaptığım zamanlarda oldu     ama televizyon daha zor daha meşakatli. Kıyafetiydi, saçıydı, makyajıydı, stresiydi, heyecanıydı derken haber bitiyor ve günü başarıyla tamamlamanın mutluluğuyla eve dönüyorsun.

Okuyucularımıza son olarak ne söylemek istersin? Ayrıca bu mesleği yapmak isteyen spiker adaylarına ne tavsiye edersin?

Oncelikle benimle bu röportajı gerçekleştirdiğiniz, zaman ayırıp yer verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Keyifli bir söyleşi oldu. Bu mesleği yapıcak olanların öncelikle sabırlı olması gerek. İşin mutfağında öğrenilmesi gerekenleri öğrenmeli kendi özelliklerine uygun dallarını seçmeliler. Atılganlık çok önemlidir bu işte. Herkesin yolu açık olsun. spikerlik içinse; Ben ekranda hatasız olmanın amaç, Soğukkanlı olmanın zorunluluk olduğunu düşünüyorum.