Galatasaray, Şampiyonlar Liginde, ikinci maçı olan, Arsenal deplasmanından, 4-1 yenilerek dönüyor.
Bu ağır yenilginin bir çok sebebi var.
Sezon açılışından beri oynadığın taktiği çöpe atıp, son iki maçta 3-5-2 sistemine dönmek.
Transferin son gününde yapılan, iki yabancı transferinin Avrupa ve Türkiye Ligi için yetersiz kalması.
Takım savunmasının ve hızının düşük olması.
Saha dışı nedenlerine gelince,
Galatasaray'ın Avrupa'da bir namı vardı. Genlerinde savunma futbolu bulunmayan Galatasaray'ın, Teknik Direktörlerini İtalya'dan seçmesi.
Takımın eksik bölgelerine yanlış transferlerin yapılması. Birbirini tamamlayan ve takım savunmasına yardımcı olacak kalitede futbolcuların kadroda bulunmaması.
Sezon başı hazırlık maçlarının zayıf takımlar ile yapılarak, takımın zafiyetlerinin görünmesinin engellenmesi.
Yüksek rakımlı yerlerde kamp yapılmaması.
Galatasaray takımı bu kadar yavaş ve dikine oynayamadığı sürece, sıradanlaşıyor.
Zaten gruptaki ilk maçında, zayıf olan takıma karşı son dakikada beraberliğin gelmesi, bu geceki sonucun habercisiydi.
Maçı izlemeden önce yaptığım küçük ankette, bulunduğum yerdeki Galatasaray taraftarlarının büyük çoğunluğu 2-3 farklı mağlubiyeti beklediklerini söylemişlerdi.
Galatasaray'ın futbolu taraftarlarını memnun etmiyor. Başkanını da memnun etmemiş ki, sezonun başında başkanlık görevinden ayrılmaya karar verdi.
Şimdi ne olacak?
Gelen yönetim;
Artan borçların azaltılması için, küçülmeye gidecek.
UEFA'ya bile kalamayacak kadar kötü olan Galatasaray, Avrupa'da mücedele edemeyeceğinden, Türkiye Liginde üst sıralarda yer almaya çalışacak.
Fakat, seneye Avrupa'ya Şampiyonlar Ligine gidebilecek bir sıralamada bile, yer alamayacak kadar kötü olan Galatasaray'ın, sıradan bir takım olarak kalması iki üç yıl devam edecektir.
Tribünlerin boşalması, sponsorların futboldan çekilmesine neden olacak. Reytingi düşen ligimizin yayın haklarına bugünkü kadar yüksek ücretler ödenmeyecektir.
Futbolseverlerin yeniden tribünlere dönmesi için, sahada izlenmeye değer futbolun oynanması gerekmektedir.
Sık sık oyunun durması, rakibinin gol pozisyonuna gireceğini gören futbolcuların kendilerini yere atması ile hakemlerin maçı durdurması ve oyunu başlatırken, hücüm eden takımın pozisyon avantajını kaybetmesi, TFF'nin taraflı davranması, yabancı oyuncu kısıtlamasına gitmesi, Türk Futbolu'nun izlenme oranlarını düşürmektedir.
Zaten oyun anlamında kalitesi olmayan Futbol'umuzu izlemek için, PASSOLİG kartının icat edilmesi ile şehir dışından maçlara gelecek taraftarlar, tribünlerden uzaklaşmıştır. PASSOLİG kartı olupta maçı izleyemeyen taraftarlar, kurulan sistem nedeniyle ödedikleri paraların karşılığını alamamanın siniri ile maçlara gelmemektedir.
Hakemler başta olmak üzere, futbolcular ve teknik Direktörler, kendilerine çeki düzen vermedikleri sürece, bindikleri dalı kesecekler ve aldıkları yüksek rakamları bir daha bulamayacaklardır.
TFF'nin başına vizyoner bir başkan, siyasetin desteği olmadan, kulüplerin özgür iradeleri ile seçilmediği sürece, ne Türk Futbolu düzelir, ne de Avrupa'da başarı gelir. Böyle bir Türkiye Ligi'nden çıkacak Ulusal Takımımız da, uluslararası arenada kötü sonuçlar alır.
Sıradanlaştırılan Türkiye Ligi'nde mücedele eden takımlarımız, maalesef Avrupa Liglerinde de sıradan bir takıma dönüşmüşlerdir.
Bu ağır yenilginin bir çok sebebi var.
Sezon açılışından beri oynadığın taktiği çöpe atıp, son iki maçta 3-5-2 sistemine dönmek.
Transferin son gününde yapılan, iki yabancı transferinin Avrupa ve Türkiye Ligi için yetersiz kalması.
Takım savunmasının ve hızının düşük olması.
Saha dışı nedenlerine gelince,
Galatasaray'ın Avrupa'da bir namı vardı. Genlerinde savunma futbolu bulunmayan Galatasaray'ın, Teknik Direktörlerini İtalya'dan seçmesi.
Takımın eksik bölgelerine yanlış transferlerin yapılması. Birbirini tamamlayan ve takım savunmasına yardımcı olacak kalitede futbolcuların kadroda bulunmaması.
Sezon başı hazırlık maçlarının zayıf takımlar ile yapılarak, takımın zafiyetlerinin görünmesinin engellenmesi.
Yüksek rakımlı yerlerde kamp yapılmaması.
Galatasaray takımı bu kadar yavaş ve dikine oynayamadığı sürece, sıradanlaşıyor.
Zaten gruptaki ilk maçında, zayıf olan takıma karşı son dakikada beraberliğin gelmesi, bu geceki sonucun habercisiydi.
Maçı izlemeden önce yaptığım küçük ankette, bulunduğum yerdeki Galatasaray taraftarlarının büyük çoğunluğu 2-3 farklı mağlubiyeti beklediklerini söylemişlerdi.
Galatasaray'ın futbolu taraftarlarını memnun etmiyor. Başkanını da memnun etmemiş ki, sezonun başında başkanlık görevinden ayrılmaya karar verdi.
Şimdi ne olacak?
Gelen yönetim;
Artan borçların azaltılması için, küçülmeye gidecek.
UEFA'ya bile kalamayacak kadar kötü olan Galatasaray, Avrupa'da mücedele edemeyeceğinden, Türkiye Liginde üst sıralarda yer almaya çalışacak.
Fakat, seneye Avrupa'ya Şampiyonlar Ligine gidebilecek bir sıralamada bile, yer alamayacak kadar kötü olan Galatasaray'ın, sıradan bir takım olarak kalması iki üç yıl devam edecektir.
Tribünlerin boşalması, sponsorların futboldan çekilmesine neden olacak. Reytingi düşen ligimizin yayın haklarına bugünkü kadar yüksek ücretler ödenmeyecektir.
Futbolseverlerin yeniden tribünlere dönmesi için, sahada izlenmeye değer futbolun oynanması gerekmektedir.
Sık sık oyunun durması, rakibinin gol pozisyonuna gireceğini gören futbolcuların kendilerini yere atması ile hakemlerin maçı durdurması ve oyunu başlatırken, hücüm eden takımın pozisyon avantajını kaybetmesi, TFF'nin taraflı davranması, yabancı oyuncu kısıtlamasına gitmesi, Türk Futbolu'nun izlenme oranlarını düşürmektedir.
Zaten oyun anlamında kalitesi olmayan Futbol'umuzu izlemek için, PASSOLİG kartının icat edilmesi ile şehir dışından maçlara gelecek taraftarlar, tribünlerden uzaklaşmıştır. PASSOLİG kartı olupta maçı izleyemeyen taraftarlar, kurulan sistem nedeniyle ödedikleri paraların karşılığını alamamanın siniri ile maçlara gelmemektedir.
Hakemler başta olmak üzere, futbolcular ve teknik Direktörler, kendilerine çeki düzen vermedikleri sürece, bindikleri dalı kesecekler ve aldıkları yüksek rakamları bir daha bulamayacaklardır.
TFF'nin başına vizyoner bir başkan, siyasetin desteği olmadan, kulüplerin özgür iradeleri ile seçilmediği sürece, ne Türk Futbolu düzelir, ne de Avrupa'da başarı gelir. Böyle bir Türkiye Ligi'nden çıkacak Ulusal Takımımız da, uluslararası arenada kötü sonuçlar alır.
Sıradanlaştırılan Türkiye Ligi'nde mücedele eden takımlarımız, maalesef Avrupa Liglerinde de sıradan bir takıma dönüşmüşlerdir.
Yorum Gönder