1987 yazı başıydı…

Babamla İnönü’ye gidip, Oğuz Sarvan’ın 2 puanı gasp ettiği Boluspor maçını seyretmemize daha birkaç ay vardı… Yeni sevdalanmıştım siyah-beyaza…

Ligin son haftasıydı, Beşiktaş Bursa ile berabere kaldı, sokaklar bir sarardı bir de kızardı.

Sahile indik ailece, Bakırköy sahiline… Önümüzden şampiyonluk turları atan konvoylar geçiyordu, bakıyordum öylece… Birden bir araba ilişti gözüme; üzerinde sembolik bir tabut, tabutta Beşiktaş bayrağı! Burnumun ucuna kadar geldi gözyaşım, tuttum.

Yıllar sonra dönen dolapların farkına vardığımda, teşviki alanlar, şikeyi yapanlar bir bir vicdanlarına mağlup olup, konuştuklarında, akmayan gözyaşlarımın faillerini tanıdım.

1993 yazı başıydı…

İlkokuldan takdirname ile mezun olmuştum…

Adnan Polat ligin son haftasına gelindiğinde, Beşiktaş’ın Ankaragücü’ne teşvik primi yollayacağını haykırıyordu! Lig bitti, Galatasaray Ankaragücü’nü eşsiz benzersiz gollerle 8-0 yenmişti.

Gözyaşlarım durmadı bu kez… Üç ay boyunca ağladım, küfrettim, isyan ettim! Onbir yaşında isyankar bir velet! Sezon boyunca çeşitli hakemler tarafından Beşiktaş’ın tamı tamına 14 puanı gasp edilmişti, üzerine son haftanın muhteşem karşılaşması ve siyahın en karasını yaşayan küçücük bir çocuk!

“Şerefli ikincilik” demişti efsane başkan Seba… Kendince bu kadar kabalaşabilmişti… Ne demek istediğini birkaç yıl sonra anladım.

Tek tek sezonları irdeleyeceğimiz bir yazımız da olur belki…

Bu gece Beşiktaş bir kez daha doğrandı. Eşi benzeri görülmemiş kararlar vardı sahada. Ben izin vermeden tabela değişmez diyordu Barış Şimşek. Hiçbir takımın hakemi yenemeyeceği tezini ispatlıyordu…

Ortalık fena karışacağa benziyor. Zira bu Beşiktaş’ın ilk doğranışı değil.

***

Beşiktaş’ın başkanlık koltuğunda iki yıla yakın bir süredir Fikret Orman oturuyor. Çok şükür bugüne kadar hiçbir Beşiktaşlı’nın yüzünü kızartacak söylemlerde bulunmadı. Yapılanlara karşı ağzını açmıyor desek yeridir, zira son günlerde kendisini bir inşaat telaşı sardı. Tabir-i caizse baretiyle yatıp kalkıyor.

Sayın Başkan, elbette bizleri utandıracak davranışlardan, fevri cümlelerden uzak durun. Ancak unutmayın ki, futbolun baronları Beşiktaş’ı yıllardır katletmektedir. Futbol endüstrisinden doğan parayı, iki takımın kasasına indirmektir tüm dertleri. Hoş siz benden iyi bilirsiniz ya… Bu işler sükunetle çözülseydi, Seba iktidarında çözülürdü. Lütfen kafanızdaki miğferi çıkartıp, ortalığa bir bakın! Eyleme geçin. İşe de havuz denen anlaşmadan çekilmekle başlayın! Endişelenmeyin, Beşiktaş taraftarı, hangi kuruluşla anlaşırsanız anlaşın, yemeğinden kesip, parasını verir.

Çıkartın o miğferi kafanızdan!

Statı yapsanız bile futbol oynamanıza izin vermeyecekler!