Galatasaray, Kasımpaşaspor'u kendi sahasında 2-1 yenerek kendine geldi.

Avrupa ve Türkiye Ligi'nde dörder gollük alınan mağlubiyetler Galatasaray'ın üstüne kara bulut gibi çökmüştü.

Yeni seçilen Başkan ve Yönetim Kurulu işe önce Florya'dan başladı. Futbolcuların kaybettikleri özgüvenin farkındaydılar.

Baskı altında olan futbolcuların arkalarında duran ve Prandelli'yi göndermemekte kararlı olduklarını ifade eden Galatasaray Başkanı, futbolculara özgüven aşılamanın kendisini özgüvenli görmekle olduğunun farkındaydı. Tecrübesi ile espirili ortamlar yaratıp, futbolun sadece basit bir oyun olduğunu anlatarak kara bulutları dağıtmaya çalıştı.

Sabri'nin af edilmesi ve hemen kadroya alınması büyük bir riskti. Aynı şekilde Sneijder'in bu maçta, yedek bırakılması gibi.

Yabancı oyuncu kısıtlamasına en çok itiraz eden kulüp olan Galatasaray, maça üçü sahada, üçü yedek kulübesinde olmak üzere altı yabancısını orantısız kullanarak başladı.

Deplasmana çıkmış zayıf Anadolu takımı gibi, maça korkak başlayan Galatasaraylı futbolcularda sanki, dörtlenme sendromu vardı. Topu alan yana ve geriye garanti oynayarak işi idare etme yoluna gittiler.

Nitekim, kendi yarattıkları pozisyonda golü yediler.

İkinci yarıya, Umut ve Sneijder'i oyuna alarak başlayan Galatasaray, aynı yediği gol gibi bir gol'ü BURAK ile atarak skoru dengeledi.

Maçın sonunda ise Umut'un attığı gol, başta yeni Yönetime, Prandelli'ye ve futbolculara ilaç gibi geldi.

İlk defa, bir Lig maçınına az sayıdaki taraftarları ile başlayan Galatasaray'a taraftarları "Size güvenmiyoruz, oynadığınız futboldan memnun değiliz" mesajını verdiler.

Bu nedenle herkes, kaybettiği futbol akıllarını geri kazanarak, taraftarlarına umut ve keyif veren futbolu oynamaya çalışmalıdırlar.

Galatasaray'ın ekonomik ve psikolojik sorunları var. Özellikle medyada yer alan FEDA taarruzunu doğru bulmadığımı belirtirken, takımda gruplaşmanın olduğunu şema ile çizen, komplo teorilerininin yayınlandığı medyanın Galatasaray'ın zayıf anını beklediklerini ve kılıçlarını çektiklerini ortaya serdi.

Galatasaray büyük Kulüptür. Böyle saldırılara karşı koyar ve yapılanları cezalandırır.

Şimdi sıra taraftarlarımızda. Galatasaray'ı en kötü gününde yanlız bırakmak onlara yakışmadı. Galatasaray'ı kötü gününde seven ve destek verenler gerçek taraftarlardır.

Galatasaray düşmanlarının tuzağına düşüp, onların yanında saf tutmak, aklı selim taraftar anlayışına ters bir durumdur.

İşlerin zor olduğu anlarda, takımı ayağa kaldıracak tek güç, taraftarlardır.