Çeliker, F.Bahçe’deki başarısızlığın sorumlusu olarak Aziz Yıldırım’ı görürken geride kalan yıllardaki hatalara dikkat çekti.

İşte o yazı…

“Şike’yi; CAS’ı; eli kulağında Yargıtay kararını bir yana bırakalım sadece sahaya bakalım. Hatta sadece son 6 yılı inceleyelim.

- Volkan, Gönül, Lugano, Edu, R. Carlos (Vederson) Deniz Barış, Aurelio (Selçuk Şahin, Maldonado) U. Boral, Alex, Deivid (Kazım) Kezman (Semih). Bu kadroyla Şampiyonlar Ligi Yarı Finali’ni Standford Bridge’de 82. dakikada bıraktı F.Bahçe. Liderden 3 puan geride şampiyonluk gitti diye Zico kovuldu.

- Bir yıl sonra Zico ile hiç alakası olmayan Aragones geldi ve sadece gitsin diye 4.5 milyon Euro ödendi.

- Bir yıl sonra.. Bilica-Güiza gibi kazmalarla dolu takım, Deniz Barış’ın sağ açık oynamak zorunda kaldığı kadro, Daum yönetiminde 74 puan topladı; yaklaşık 10 pozisyon bulduğu son maçta Trabzon’u yenemeyip şampiyonluğu Bursa’ya kaptırdı. O takım, kupa finali oynamış; UEFA çeyrek finalini son 4 dakikada kaçırmıştı.

- Ertesi yıl Daum’un transfer isteğini “takım yeterli” diye reddeden Sportif Direktör, takımın başına geçti. 3 yılda toplam 90 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek tam 27 (Yazı ile: Yirmi yedi) oyuncu aldırdı.

- Sportif direktörken hocaya ‘transfere gerek yok’ diyen kişi, 3 yılda 90 milyon Euro bonservis harcaması karşılığında mahkemelik bir şampiyonluk; bir yıl 9; 2. yıl 10 puan farklık ikincilikler alabildi. Şampiyonlar Ligi maceraları 2 kez fiyasko ile sonuçlandı. Allah’ı var 2 Türkiye Kupası kazandı. UEFA Avrupa Ligi’nde finali kaçırdı.

- 90 milyon Euro harcama yetmeyen “Dünyanın en pahalı 2. teknik adamı”; yeni sezon için 20 milyon Euro daha harcatarak 4 oyuncu daha aldırıp gitti. Yerine gelen Yanal da 13 milyon Euro daha harcattı ve Emenike’yi de kadroya kattı. YANİ: Kocaman’lı 3; Yanal’lı 1 yılda;

Yani sadece 4 yılda yalnızca bonservise 123 milyon Euro harcayıp toplam 32 futbolcu alan bir takım var karşımızda. Şimdi bu başkana “betondan anlıyor; futboldan zerre anlamıyor” deyince mi F.Bahçe düşmanı olursunuz, yoksa bunlara kulağınızı tıkarsanız mı?

***

Bir başkan düşünün. Sadece 123 milyon Euro’yu son 4 yılda yalnız bonservise harcamış; 16. yılına giren başkanlık macerasında futbol takımına toplam 1.5 milyar dolar savurmuş. Karşılığında biri mahkemelik 5 şampiyonluk; 2 Türkiye Kupası görmüş. 2000-01 sezonu hariç G.Saray’a üstünlük kurduğu zamanlar hep SarıKırmızılılar’ın mali krizle boğuştuğu dönemler olmuş. G.Saray başını kaldırdığı andan itibaren tek bir başarı zerresi olmamış.

Bariç – Löw – Rıdvan Dilmen – Zeman – Turan Sofuoğlu – Denizli – Lorant – Oğuz Çetin – Tamer Güney – Daum – Zico – Aragones – Kocaman

- Yanal gibi birbirleriyle hiç alakası olmayan teknik adamların hepsi suçlu. Yaklaşık 120 futbolcunun hepsi suçlu. Bir zamanlar birlikte yürüdüğü bazı yöneticiler hep suçlu. Hatta kardeşi bile suçlu. Alex baş suçlu. Samet daha da suçlu. Menajerler – profesyoneller hep hatalı.

Eleştirenler vatan haini; ıslıklayanlar Fenerbahçeli değil. Taraftar grupları bölücü. Bir tek o suçsuz. Bir tek o haklı. Bir tek o doğru. Bir tek o biliyor. Tek Reis; 1.5 milyar dolar harcadığı futboldaki bu başarısızlığı hep başkalarının ‘canını alarak’ örteceğini sandı. Deniz çoktan bitti.

Ama şimdi gider 30 milyon Euro daha harcar; transfer yapar, bir kısım taraftar yine alkışlar.

Anlaşılması gereken şu: F.Bahçe’nin göndermesi gereken çok isim var; bu kulüpten silinmesi gereken çok kişi var. Ama en başta başarısızlığın en büyük nedeni silinmeli. Huzur ve başarı başka türlü gelmez.

Alex’i çağırın helallik isteyin

F.Bahçe’nin önce huzura sonra başarıya ihtiyacı var; evet… Bunun için önce Aziz Yıldırım’ın ve onun hem yönetiminin hem bürokrasisinin temizlenmesi lazım; buna da evet..

Yanal kötü değil, çok kötü başladı sezona ona da evet.. 6-7 futbolcu hocayı yemek için ‘yalandan’ oynuyor durumuna da evet.. Kuyt – Bekir – Volkan gibi Alex’in başını yiyen isimler ile Baroni – Meireles – Kadlec – Krasic gibi katkı sağlayamayacak olanlar da gönderilmeli fikrine de sonuna kadar evet.. Madrid’den 72 kilo ile zımba gibi gelip burada yine kendini ‘salan’; 4 parmakla takımda kalma garantisini aldığını sanan Emre de yollanmalı düşüncesine de evet..

Hepsine evet..

Ama G.Saray’ın yendiği Arsenal’in kurada çıkıp içeride 3 atması; kovalanan Stoch’un takımının tek golünü kaydetmesi; sakatlıklar peş peşe gelince insanın aklına metafizik düşmüyor değil.. Belli ki birden çok ‘ah’ var.. Çapsız isimlere harcatılan ve gidişiyle taraftarın yüzde 90’ının yüreğini burkan Alex’i çağırın. Saracoğlu’nda 50 bin kişinin önünde adam gibi veda edin; helallik isteyin.. Belki bir takım uğursuzluklar yakanızı bırakır.”