Bununla ilgili birçok yorum yapıldı ve yapılmakta, hatta son bir çırpınışla Fatih Terim de altyapı projeleri dahil Milli Takımlar teknik direktörü oldu. Ben bu filmi daha öncede seyretmiştim herkes gibi. Ersun Yanal, Abdullah Avcı daha da öncesinde gene Fatih Terim bu göreve bu amaçla getirilmişti. İki sene bunun üstünde çalışılır. Fatih Terim bir veya iki yetenek keşfeder edemez bu değirmende böyle döner.

Peki ne yapmalı, sorun nerede? Altyapı dedikleri şey nedir?
Bunu bir insanı Milli Takımın başına getirerek ve ona çok iyi bir tesis yapıp vererek asla çözemezsiniz. Önümüzdeki yıllarda yine bazen şans eseri Dünya Kupasında oynayacagız, bazen gidemiyecegiz. 80 milyonluk nüfusumuzla 10 milyon bile olmayan Avrupa ülkelerine geçilecegiz. Onlar fiziksel olarak daha mı yetenekli? Asla.. Peki sebep?
Sebep biz ilkokuldan başlayarak sporu programlı bir şekilde okula sokamıyoruz. Yeteneği olan çocugu alıp, onu spor bursuyla üniversiteye gönderip oradan sonra tam profesyonel olmasını sağlayamıyoruz. İşte aramızdakı fark bu.

Bırakın devlet üniversitesini, özel üniversitelere zorunlu üç spor branşı olmasını ve en az bünyelerinde 30 sporcu bursuyla okuyan öğrenci şartı koyulsa, bu başta külfet görünse bile zamanla sporun para demek oldugunu onlarda görüp, liselerden sporcu öğrenci avına başlayacaktır. Bir sürü durumu olmayan ailede ilkokuldan başlayarak çocukları sporcu olsun diye teşvik edeceklerdir.
Daha net bir örnek vermek gerekirse, Avrupalı bir tarlayı sürüyor, ekiyor, suluyor, sonra hasadını biçiyor. Biz ise vahşi tabiata çıkıp doğada hasbel kader kendi kendine yetişmiş doğal ürün arıyoruz. Arada bir onu da bulsak bile, paraya boğup çoğu yeteneği istanbul gece hayatından direkt oynamadan emekli ediyoruz. Çünkü bu çocuk profesyonellikten bi haber.

Siz hiç duydunuz mu Boğaziçi Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi arasında geleneksel olmuş kıran kırana stadyumu doldurmuş, TV'lerden yayınlanan bir müsabakasını. Biz sadece siyasi olaylarla hatırlarız üniversiteleri. Gençlere bu imkan sunulmayınca okullarda insanlar spor yerine siyasetle ugraşmaya başlıyorlar.

İşte bana göre altyapı diye herkesin ahkam kestigi olay sporu ilkokuldan başlayarak okula sokmak, hemde her branşıyla. O zaman bizde tarlamızı sürüp, ekip biçmeye başlarız. Avrupa'da gurbetçi avıyla uğraşmaz, kapısına gidip 'Aman Türk Milli Takımında oynasın' diye ailesine yalvarmaya, babasını ikna etmeye çalışmayız. Bütün spor dallarında başarılar kendiliğinden gelmeye başlar.

Eğer bunu yapmayıp vahşi doğada ürün aramaya devam edersek 15 yıl sonra bile hala bu konuyu tartışıyor oluruz. Yapan yapmış Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok, al incele planla ve gerçekten yap, yoksa daha çok birisine yıllığı 4 milyon dolar verip bütün ülkenin beklentisini tabiatta o ürünü bulacak veya şansına bizi dünya kupasına götürecek diye vermeye devam ederiz.

California'da Usc üniversitesinin önünden geçerken 100 bin kişilik stadını gördüm, kafam karıştı.. Bizim Fenerbahçemiz, Galatasarayımız, Beşiktaşımız 50-55 bin kişilik stad yaparken, nasıl bir üniversitenin 100 bin kişilik stadı olabilirdi? Herhalde vakıfla yapmışlardır, ama dolmaz bu demiştim. Maç oldugu gün ordan geçmek zorunda kaldım eski yaşlı mezunları, şu andaki okuyan öğrencileri, tıklım tıklımdı stadyum. Eve geldim televizyonu açıp aradım, maç canlı yayınlanıyordu.
Başka söze gerek var mı?

Erdal Kütükçüoğlu / Los Angeles