Çocukluk yıllarındaki futbol maçlarımızın ya da hali hazırdaki mini futbol turnuvalarının önemli kurallarındandır; 3 korner 1 penaltı.
Topu üç defa kornere atarak rakip atağı savuşturan takımın, penaltı atışıyla cezalandırılması mantığına dayalı bir kuraldır; 3 korner 1 penaltı...
Hafızam beni yanıltmıyorsa Ertuğrul Sağlam dönemindeki Şampiyonlar Ligi mücadelesinin son maçıydı. Beşiktaş Porto'ya kaybetmiş, lakin taraftarı iyi futbol oynamış olmanın verdiği hazla, her zamanki gibi bükemediği bileği öpme refleksini göstermiş, öpücüklerin en büyüğü de 7 numaralı Ricardo Quaresma'ya nasip olmuştu. Sonrası hepinizin malumu.
Benim de aralarında olduğum 20 küsür bin kişilik imza töreni günlerce konuşuldu.
İyi de başladı Beşiktaş macerası... Bu "iyi" başlangıcın en önemli nedenlerinden biri de, UEFA Kupası ön eleme turlarına en alt seviyeden başlamanın sebep olduğu, tabir yerindeyse "köy takımlarıyla" yapılan karşılaşmalardı.
Hakikaten tek kişilik gösteriler sunuyordu bizlere... Asistler, goller...
Sonrası yürümedi.
100'e yakın maçtan, akıllarda kalan sadece 7 ya da 8 tanesiyse, orada bir sorun vardı. Taraftar anlamadı.
Yürüdüğünü zannetti.
Hiç bir derbi maçında yoktu Quaresma. Gol atmak, asist yapmak bir yana, iyi performans dahi göstermedi. Yani sizin anlayacağınız 10 üzerinden 7'yi bulamadı maçların genelinde.
Anadolu ekipleriyle yapılan karşılaşmaların ise bazlarında durum değişti. İki farkla seyreden maçların üçüncü gollerini ayağının dışıyla atması taraftara garip bir şekilde keyif veriyordu. İlginçtir önemli medya kuruluşlarının Beşiktaş yorumcuları da taraftarla aynı fikirdeydiler. Kıran kırana geçen karşılaşmalardaki silik futboluyla kimse ilgilenmedi. Takımın geride olduğu birçok maçta, taç çizgisi üzerinde aynı kişiyi üç defa çalımlayıp, topu bilmem kaç metreden defalarca kale arkası trübünlerine yollaması kimseyi rahatsız etmedi ne hikmetse!
Dedim ya; 3 çalım 1 trübün!
Ayrı bir top lazımdı kendisine. Skor tabelasından ve takımından bağımsız, kendi kendini tatmin edeceği bir top.
Tabir-i caizse işi-gücü bırakan taraftarlar, Quaresma'nın taç çizgisi üzerinde bir kişiye üç çalım atıp, sonra topu trübüne yollamasını heyecanla bekler olmuşlardı ki sezon bitti, bu defter de yüklü bir zararla kapatıldı.
*****
Bu transfer sezonu da son 3 yıldaki gibi "haftaya netleşir" ifadeleriyle başladı. (Bay Başkan'ın zamana oynama stratejisinin dile gelmiş halidir bu ifade.) Her zamanki akıl tutulmasıyla Van Persie'yi Fenerbahçe'ye kaptırmasının, üstüne Aziz Yıldırım'dan yediği kapağın verdiği utancı bu transferle örtmeye çalışıyor Sayın Orman.
Futbolu bilmeyen, duygusal taraftara sus payıdır Quaresma.
Orman'a ve Çebi'ye karşı sarfettiği ifadelerin sağlamasını yapmıştır Ricardo Quaresma!
Yanı başında duran son iki yılın en verimli adamlarından biri olan Ryan Babel'in yerine, aynı rakamlarla transfer edilen bir akıl tutulmasıdır Ricardo Quaresma.
Yapmadıkları, yapmayacaklarının teminatıdır.
Taraftarımız ve foto muhabirinden bozma yorumcularımız bayram ede dursun, 3 çalım 1 trübündür Ricardo Quaresma!
Sezon sonunda mahçup olup, özür yazısı yayınlamak da en büyük dileğimdir!
Sevgiyle...
Yorum Gönder