2014-2015 sezonunu tamamladık. Galatasaray Şampiyonluk ipini gögüsleyip 4'üncü yıldızı taktı. Hepimiz Galatasaray Kulübü'nü kutluyoruz. Özellikle de Hamza Hocayı. Türkiye yepyeni bir Hoca kazandı.

Bu sene bir karar almıştım siyasete futbol o kadar karışmıştı ki, siyasetin içinde mi? Yoksa sporun içindemiyiz belli değildi. Yazmayacaktım. Bizim köşemizdeki diğer yazar arkadaşlarda sanki anlaşmış gibi aynı kararı almışlar.

Sonra dışardan bakınca aslında bizim toplum olarak kimyamızın bozulduğuna şahit oldum. Kutuplaşmıştık. Bir taraf; takım tutar gibi, ne yapsalar kör kalan ve tuttugu siyasi görüşü (Adamı) durmaksızın savunanlar. Diğer tarafta ise memleketi için endişelenen ve tüm gayretiyle karşıdaki beyni kapalıya Türkiye'de neler oluyor anlatmaya çalışan bir topluluk olmuşuz.

Ve ben artık bu konuda umudumu yitirdim. Görmeyenin görmeye asla niyeti olmadığını gördüm çünkü. Toplumda bal tutanın, yalakalık yapanın birşeyler kaptığı, kendine oğlum sen gemini yürüt, sanane dediği bir hal almış bu toplum.

Yabancı ülke vatandaşlığı almalar, gemicikler, sıfırlamalar umurunda bile değil. (Hatta koca işadamı; siyasetçiye bağıra bağıra Aşkını ilan ediyor. :) ). Görse bile banane diyor. Tüm bunların içinde. Kim bu sene şampiyon olmuş, isterse 10. yıldızı taksın, inan ki asla umurumda değil. Ha kimileri şimdi haaa Fenerbahçe şampiyon olsa böyle demezdi diyordur. Hayır derdim. İnanın ki derdim.

Bir Türkiye hayal ediyorum: Adil, ileri, medeni. Çıkarı için takım tutar gibi adam veya parti tutmayan. Yanlışa yanlış diyebilen. Erdemin olduğu. Sokakta hayvanlarına eziyet edilmeyen. Kimsenin kimsenin görüşüne, inancına karışmadığı ve saygı duyduğu. Özellikle de ADALETİN ve eşitliğin etkin olduğu.
Biliyorum benimkisi sadece hayal :)

Size bu seçimde jölesiz, gemiciksiz ve çerez parasız bir Türkiye diliyorum.

Erdal Kütükçüoğlu